Kamu yayıncısı ARD’ye ait Tagesschau haber sitesinde yer alan haberde, Correctiv gazetecilik araştırma merkezinin, kasım ayında Potsdam yakınlarındaki bir otelde gerçekleştirilen toplantıyı belgelediği belirtildi.
Haberde, toplantıya, aşırı sağcı AfD üyeleri ile Sellner’in yanı sıra Almanya’nın tanınmış zincir markalarından bazılarının ortak ve yöneticilerinin de katıldığı aktarıldı.
Söz konusu gizli toplantıya katılmak için en az 5 bin avro bağış şartı bulunduğu belirtilen haberde, belirli kişilere gönderilen özel davet mektubunda, “Ülkemizi tekrar normal ve sağlıklı bir yola sokma şansımız her zamankinden daha fazla” ifadeleri yer aldı.
Davetiyelerde, “Backwerk” isimli self-servis fırın zincirinin eski ortağı olan ve “Hans im Glück” restoran zincirinin sahiplerinden ünlü iş insanı Hans Christian Limmer ile tanınmış aşırı sağcı grup lideri Gernot Mörig’in imzasının bulunduğu açıklandı.
Toplantıya katılan çeşitli kaynaklardan edinilen bilgiye göre, toplantıda, aralarında Alman vatandaşlığı olanların da dahil olduğu milyonlarca yabancı kökenlinin Almanya’dan sınır dışı edilmesini öngören bir plan tartışıldı.
Toplantıya katılanlar, AfD’nin iktidar ortağı olması durumunda bu stratejiyi birlikte tam olarak nasıl uygulamaya koymak istediklerini anlattı.
TÜRKLER DE Mİ LİSTEDE
Avusturyalı aşırı sağcı Martin Sellner, Almanya’dan gönderilmesi gereken üç grup olduğunu belirtiyor.
Sığınmacılar ve oturum izni olan yabancıların Almanya’dan gitmesi gerektiğini ifade eden Sellner, ayrıca asimile olmamış Alman vatandaşlarının da ülkeyi terk etmesi gerektiğini söylüyor.
AŞIRI SAĞ RÜZGARI ALMANYA’DA DA ESİYOR
Son dönemde artan sığınmacılarla birlikte Avrupa’da aşırı sağ partiler güç kazanmaya başladı.
Sığınmacılardan rahatsızlık duyan Avrupalılar, ülkelerindeki sağ partilere doğru eğilim gösterirken İtalya ve Hollanda gibi ülkelerde aşırı sağ düşünceleri ile tanınan siyasileri iktidara taşıdı.
Bununla birlikte 2015’teki gibi çok sayıda mültecinin ülkeye giriş yapmasını içeren yeni bir göç krizi endişesi, Almanya’da bir süredir siyasetin gündemine damgasını vurmuş durumda.
Düzensiz göçe ve göçmen kaçakçılığına karşı önlemlerin sertleştirilmesi, Almanya’yı sığınmacılar için cazip hale getiren sosyal yardımların sınırlandırılması, ülkede kalmalarına izin verilecek sığınmacılara bir üst sınır getirilmesi, sınır kontrollerinin başlatılması, hatta sınırların kapatılması için çağrılar yapılıyor.
Eyaletlerde yerel yönetimler, belediyeler aslında uzun bir süredir sığınmacıları kabul etme kapasitelerinin aşıldığından şikayetçi ve artık yükü kaldıramayacak noktaya geldiklerini söylüyorlar.
Ancak son dönemde özellikle Polonya ve İtalya’da, Almanya’ya düzensiz göçmen akışının daha da artabileceği endişesine yol açan gelişmelerin yaşanması, Alman siyasetindeki tansiyonu artırıyor.
EKONOMİ KÜÇÜLÜYOR, AŞIRI SAĞ GÜÇLENİYOR
Avrupa’nın en büyük ekonomisi Almanya bir yandan resesyonla mücadele ederken, diğer yandan göçmen karşıtı, aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisinin hızlı yükselişine sahne oluyor.
MERKEL’İN SÖZLERİ AKLA GELDİ
Almanya eski Şansölyesi Angela Merkel, 2 Kasım 2011 yılında, Türklerin Almanya’ya iş göçünün 50’nci yıldönümünde yaptığı bir konuşmada 40 senedir Almanca öğrenmeyen Türklerin olduğunu belirterek gurbetçilere Almanca öğrenilmesi yönünde tavsiyede bulunmuştu.
AFD ÜLKEDE İKİNCİ PARTİ KONUMUNDA
Forza araştırma şirketinin 12-18 Aralık’ta 2501 kişiyle yaptığı anket sonucuna göre, Hristiyan Birlik Partileri (CDU/CSU) yüzde 31, AfD yüzde 23, Sosyal Demokrat Parti (SPD) yüzde 14, Yeşiller yüzde 13, Hür Demokrat Parti (FDP) yüzde 5, Sol Parti yüzde 3 oy oranına sahip bulunuyor.
